…’önce sana sorayım, güzel bir masalımız var sizlere. söyle kimler olsun istersin masalımızda, düzenli bir aile, ya da sıcak yuvalarında kuşlar mı yoksa perili ağaçlar, insanüstü güçler mi?’

‘ay ışığı bulunsun isterim.’

‘güzeel, başka?’

‘ay ışığı bulunsun isterim.’

‘bunu söylemiştin, peki başka ne istersin?’

‘ay ışığından başka bir de ormandaki oduncunun şehrin pazarında odunlarını satamadan dönüşünü anlatırsanız annem ölmüş gibi ağlamak istiyorum.’

‘peki peki bırakalım şimdi, şimdi de sen anlat bakalım, neler olsun istersin masalımızda, kuşlar prensler sevimli haller?’

‘ben isterim ki annem esmanın ölümünü daha duymamış olayım, böyle üşümeyeyim, ben isterim ki çocuk kalbimi anlayan annem olmayınca ben de olmayayım. annesizliği anlatan bir masal anlatın kendimi daha iyi anlamak ve tanımak istiyorum.’

‘bu kadar büyüdüğünü bilmiyordum, ablanız olarak şu ilk ve yalnız gecemizde içimden gelerek olmasa da içinizde en büyük olmanın verdiği bir olgunlukla konuşmak istiyorum ve düşünen aklım her şeyi ancak bir masalın bir parça unutturacağını söylüyor.’

‘öyleyse bize bir masal anlat’

‘ne olsun istersin masalımızda?’

‘isterim ki annemiz olsun severkenki gülerkenki yemek yaparkanki annemiz daha geçen gün beni dizlerinin arasına aldı tanrım o güzel elleriyle bir güzel dövdü’

‘başka, başka ne olsun masalımızda, sen söyle bakalım!’

‘ben de isterim ki tabii en başta elbette elbette annemiz olmalı’

sesi ve söylevleri her yemekte

bizi bilmediğimiz bir nedenle bırakıp gitmiş olan

babamızın

anamızın dilinde

yine de babanızdır nerede bulsanız sarılın ellerine diye yankılanışı.

işte bunlar olmalı

yoksa ne kıymeti kalır toplanıp bu kadar kardeş hoşça vakit geçirmenin?’

‘pekala, sen de sıranı savdın. ama şaştım kaldım, küçücüktün hâlâ da öylesin, söyle önce nereden belledin bunca ağır kelimeyi, onları yanyana getirmeyi?’

‘ben hiç şaşmıyorum kendime, farkında değilsin, nasıl erken doğuyor, nasıl erken başlıyor ve nasıl erken kapıyor beynimiz?’

‘pekala pekala şimdi sıra kimde? şimdi de sen söyle bakalım neler olsun masalımızda?’

‘sevgili ablacığım ben bir çocuk gibi konuşmaya çalışacağım?’

‘konuş.’

‘masalımızda acı olmasın dilerim. çocuklar ölmesin öldürülmesin. hep cahillerdir birbirlerini öldürenler denegelmiştir ama!
‘yeter’..

cahit zarifoğlu, yaşamak s.25-26